Öldüren saç ekimindeki gerçek! Basit bir işlem değil: 'Test olmazsa olmaz, 7 gün şartı var'

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Saç ekimi yaptırmak isteyen 38 yaşındaki Martyn James Latchman, geçen hafta İngiltere’den Beşiktaş’taki bir kliniğe geldi. Ancak yapılan 5 saatlik ekim işlemin ardından fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Yapılan tetkiklerin ardından yoğun bakıma alınan genç adam, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın şüpheli ölüm olarak değerlendirilmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'Taksirle öldürme' suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında kliniğin sahibinin, anestezi uzmanının ve operasyonu gerçekleştiren doktorun tespiti ve hemşirelerin ifadelerinin alınması talimatı verildi. Yaşanan bu talihsiz olay ise akıllara, 'Saç ekiminde ölüm riski var mı?' sorusunu getirdi.

'YAZ AYLARI DAHA DEZAVANTAJLI VE RİSKLİ'
Yaz aylarında yapılan saç ekiminin diğer mevsimlere nazaran daha dezavantajlı ve riskli olabildiğini söyleyen Dr. Salim Salimov, “Baş bölgesinin 35-40 santigrat derece güneş ışınlarına maruz kalması ciltte lekelenme ve greft kaybına yol açabileceği unutulmamalı. Yazın sıcaklıklarıyla birlikte aşırı terleyen kafa derisinde tahriş ve enfeksiyon riskleri artabilir. Operasyon sonrası 3-4 hafta süreyle deniz ve havuzda bulunan tuzlu su, klor ve mikrobik ortamlar greftlere zarar verdiğinden bu süre zarfında girilmemesi gerekir” dedi.
“Saç ekimi bir minimal invaziv cerrahi işlemidir. Hastanın sağlık durumuna, tercihine ve uygunluğuna bağlı olarak sedasyonlu veya lokal anestezi altında yapılır. Saçın donör bölgesi diye adlandırdığımız bölgeden köklerin alınıp ihtiyacı olan bölgelere nakil işlemidir.” - Dr. Salim Salimov
'İKİ YÖNTEMDEN BİRİ TERCİH EDİLMELİ'
Ekim olarak Safir FUE ve DHI olmak üzere iki yöntemin bulunduğunu söyleyen Dr. Salim Salimov, “Seçilen yönteme göre risk açısından bariz bir üstünlük olmamakla birlikte bu iki yöntemin birbirine kıyasla avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Uygulamada ilk fark, Safir FUE yönteminin zamansal olarak daha uzun sürmesidir. İkinci fark ise kanama oranının DHI yönteminde daha minimal düzeyde olmasıdır. Üçüncü farklılık ise doku hasarıdır ve Safir yönteminde doku hasarı daha minimal düzeydedir. Burada asıl önemli olan muayene sırasında hasta için hangi yöntemin daha güvenli ve daha sağlıklı olacağına, doğru bir şekilde belirleyerek işlem yapılmasıdır” diye konuştu.

'7 GÜN ÖNCEDEN KESMENİZ GEREKİYOR'
Kronik rahatsızlığı olan hastalarda gerekli önlemler ve ilgili bölüm konsültasyonları sonrası saç ekimi yapılabilmesinin mümkün olduğunu dile getiren Dr. Salim Salimov, “Kronik rahatsızlıkları olan bireylerin düzenli kullandıkları ilaçları sorgulanmalı, hastalıkla ilgili ileri kan tetkikleri yapılmalı, ilgili bölümlerden görüş ve uygunluk alındıktan sonra saç ekimi operasyonları yaptırılmalı. Örneğin, diyabeti olan bir hastanın normal bir bireyden farklı olarak yara iyileşmesi geç olduğundan, 10. gün kabuk dökme işlemi 12-14 günlerde yapılmalıdır ya da kalp hastalığı, stenti olan bireylerin kan sulandırıcı ilaçları 7 gün öncesinde değil de 3 gün öncesinden kesilmesi gerekebilir” bilgilerini paylaştı.
“Saç ekiminden birkaç gün önce habersizce basit olarak görülüp alınan ağrı kesici, kas gevşetici gibi ilaçlar çoğunlukla bir tehlike yaratmamakla birlikte her ihtimale karşı yine de hiçbir ilacın göz ardı edilmemesi gerekir. Ancak kronik rahatsızlığı olmayan hastalara dahi kan sulandırıcı gibi ilaçların kullanımının 7 gün önceden kesilmesi gerektiğini kesinlikle belirtmekteyiz. Saç ekiminde 7 gün önceden alkol, yeşil çay ve bunun gibi kan sulandırıcı maddelerin de kesilmesini istiyoruz.” - Dr. Salim Salimov

TARAMA TESTİ OLMAZSA OLMAZ ÇÜNKÜ...
Yabancı hastaların Türkiye’yi tercih etmelerinin nedenlerinden en önemlisinin deneyimli ve uzman hekimlerin bulunması olduğunu söyleyen Dr. Salim Salimov, “Türkiye’de modern ve teknolojik hastaneler bulunuyor. Ayrıca turistik cazibesiyle de tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Uzun süre beklemenin yaşanmaması da yabancı hastalar tarafından tercih edilmesini sağlıyor. Kişi taşıdığı rahatsızlıktan haberdar olmayabilir. O nedenle ekim öncesinde tarama testi yapılması önem taşıyor. Saç ekimi için yurt içi ve dışından gelen tüm hastaların bir gün öncesinden kan tarama testlerinin, elektrokardiyografi görüntülemelerinin, bulaşıcı hastalık taramalarının yapılması tüm risklerin ortadan kaldırılmasında büyük rol oynuyor” vurgusunu yaptı.
EKİMDEN SONRAKİ İLK 10 GÜNE DİKKAT!
“Saç ekimi sonrası en kritik dönem saç ekiminden sonraki ilk 10 gündür” diyen Dr. Salim Salimov, “Bu dönemde hastaların kafa travmalarından kaçınması, hijyenik koşullara dikkat etmesi, aşırı terleten sporlardan kaçınması, sigara ve alkol kullanmaması, alerjik reaksiyonları göz ardı etmemesi, hastane tarafından verilen ilaçların düzenli ve doğru bir biçimde kullanması gerekiyor. Saç ekimi işlemi genel olarak güvenli ve düşük riskli minimal invaziv bir cerrahi müdahaledir. Ancak nadiren de olsa bazı komplikasyonlar maalesef ölümle sonuçlanabiliyor. Özellikle merdiven altı yerlerde yapılan işlemler, yetersiz sağlık önlemleriyle, uzman olmayan kişilerce yapıldığında bu risk artıyor. Saç ekimi cerrahi bir işlemdir. Hastalar bunun bilincinde olarak hareket etmeli. Hastalar; saç ekimini yaptırmak istedikleri hastane ya da kliniklerde bu işlemin doktor tarafından yapılacak olmasına dikkat etmeli, Sağlık Bakanlığı onaylı ve steril koşullarda hizmet veren, acil müdahale ekipmanları bulunan kurum ve kuruluşları tercih etmeliler” uyarısında bulundu.
milliyet