Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Cüzdan boşsa tedavi de zor!

Cüzdan boşsa tedavi de zor!

AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm ve siyasal rejim odaklı sağlık politikaları nedeniyle yıkımın en çok hissedildiği alanlardan biri sağlık oldu. Kamucu sağlık hızla yok edildi ve özelleştirmeler, tarikat bağlantılı özel hastaneler, her geçen gün hekimlerin ve sağlıkçıların haklarını gasp eden uygulamalar sağlığa erişimi zorlaştırdı.

‘İlaç, reçete, muayene katılım payı, tetkik farkı ücreti, eşdeğer ilaç farkı’ gibi her adımda ödeme yapmak durumunda kalan yurttaşın cebindeki delik daha da büyüdü. Tabip odaları ‘‘Sağlık hizmeti için nüfus cüzdanı aslında yetmeli. Yurttaş sağlık hizmeti alırken ekstra ödemeler yapmamalı, çünkü SGK primleri buna yetiyor ama maalesef her adımda yurttaştan para alınıyor’’ dedi.

HASTA MAĞDUR

23 yıldan bu yana sağlık alanında yaptığı her düzenleme yurttaşları, hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarını daha da çıkmaza soktu. Sağlıktaki neoliberal politikalar sağlık harcamalarının da artmasına neden oldu. Hastaların kamudan randevu bulması zorlaşırken her adımda para ödemesi durumu daha da çıkmaza soktu. Bu durum Sağlık Bakanlığı’nın İstatistik Yıllığı verilerine de yansıdı. En son açıklanan 2023 verilerine göre, yurttaşların sağlık harcamaları için ceplerinden çıkan reel para miktarı 15 yılda yüzde 146 oranında arttı. 2023’te kişi başı cepten yapılan sağlık harcaması reelde bin 053 TL iken bu rakamın 2023 yılında 2 bin 589 TL’ye yükseldiği görüldü. Verilerde özel hastanelere ödenen miktarın da arttığı yansıdı. Yurttaşlar, "Katkı payları hayatımızı perişan ediyor. Paran kadar sağlık anlayışı hakim’’ dedi. İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Fahri Yüce Ayhan, yurttaşın cebinden çıkan sağlık harcamasının her geçen gün artmasına tepki göstererek, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile bu rakamların giderek arttığını söyledi. Ayhan ‘‘Sağlıkta Dönüşüm Programı aslında bir Dünya Bankası projesi. Bu programın ceremesini hem hekimler, hem sağlık çalışanları, hem yurttaşlar çekiyor’’ diye konuştu. Sağlığın en temel insan haklarından biri olduğunu anımsatan Ayhan ‘‘Oysa sağlık hizmeti devlet tarafından herkese eşit ve erişilebilir olarak sunulmalı. Sosyal devletin gereği bu’’ değerlendirmesini yaptı.

Dr. Yüce Ayhanİzmir Tabip Odası Başkanı
İDEOLOJİK DÖNÜŞÜM

‘‘Sağlıkta Dönüşüm aslında bir ideolojik dönüşümü yansıtıyor’’ diyen Ayhan ‘‘Bir çok parametrede Sağlıkta Dönüşümün Türkiye’yi nereye getirdiğini gösteriyor. Sağlık temel bir insan hakkıdır ve sağlığın finansmanı kamu tarafından yürütülmelidir. Ama Sağlık Bakanlığı bir kamu hizmeti sunan bir kuruluştan ziyade sağlık piyasasının finansman yönetimini üstlenen bir broker, bir aracı kurum gibi davranmaya başladı. Yani sadece finansmanın nereye akıtılacağını belirliyor. Yurttaştan alıyor, özel hastaneye veriyor. Kamu sağlık tesislerinden kısıyor, özel hastaneye veriyor. Üniversite hastanelerini mali kıskaca sokuyor. Dolayısıyla sağlık alanında yaşanan pek çok sorunun özünde bu yaklaşım var. Yenidoğan çetesi, sahte mama reçetesi gibi suistimalleri bu nedenle daha sık göreceğiz. Bunlar belki de buzdağının görünen yüzü’’ dedi.

Ayhan, özetle şunları kaydetti: ‘‘Sistemin özü bir finans kaynağını belli bir kesime aktarmak üzerine kurulu. Şehir hastanelerine bir yılda ödenen parayla devlet 33 tane yeni kamu hastanesi yapabilirdi. Üniversite hastanelerinin işlevsizleştirilmesi, kamu hastanelerinin yeterli donanımdan yoksun bırakılması, özel hastanelerin kamunun mali kaynaklarından beslenmesi bu ideolojik dönüşümün sonucu. Ayrıca Ocak 2025’te devlet ve özel hastanelerde katılım payı yüzde 233, eğitim araştırma hastanelerinde yüzde 542 oranında arttı. Özetle devlet ‘sağlık hizmetinden yararlanmak istiyorsanız bunun finansmanına katılacaksınız’ diyor. Yani son iki yılda cepten çıkan ödeme daha da artmış durumda. Bu henüz TÜİK verilerine yansımadı. Yurttaşın sorması gereken soru ‘Ben neden sağlık hakkına erişmek için ayrıca para ödüyorum?’ Tedavi için her yurttaşın sadece nüfus cüzdanının olması yeterli olmalı ama artık nüfus cüzdanı değil, para cüzdanının da olması gerekiyor.’’

∗∗∗

İLAÇLARI BİTMESİN DİYE HER GÜN ALMIYORLAR

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap sağlığın her adımının paralı hale geldiğini anımsatarak "Reçete katılım payı, ilaç katkı katılım payı, muayene katılım payı gibi çok sayıda kalemde yurttaştan ödemeler alınıyor. Ayrıca özel hastanelere gittikleri zaman yüzde 200’e varan ilave ücret ödemesi yapılabiliyor. Bazen örneğin üniversite hastanelerinde verilen görüntüleme randevularının erkene alınması için yine bir ödeme yapılması gerekebiliyor" diyerek gelinen noktayı özetledi.

Kamu hastanelerinde randevu bulamayan hastaların özel hastanelere başvurmak zorunda kalabildiklerine dikkat çeken Azap, şunları söyledi: "Adım başı para aslında. Özetle TTB olarak biz şunu sölüyoruz. Kişinin sağlık hizmetinden yararlanabilmesi için nüfus cüzdanının yetmesi gerekir. Çünkü SGK’nin sağlık için topladığı primler, sağlık harcamalarına yetiyor. Yurttaşlardan ekstra bir para alınmasına da gerek yok. Bu durum sağlığa erişimde ciddi sorunlara sebep olabiliyor, Örneğin dünyada sessiz katil olarak bilinen ve en önemli ölüm sebeblerinin başında gelen yüksek tansiyon hastalığında, hastalar katkı katılım payı nedeniyle her gün düzenli olarak kullanmaları gerekirken ilaçlarını kutu bitmesin diye iki üç günde bir alıyor. Bu gelinen noktayı da özetleyen bir şey aslında.’’

Prof. Dr. Alpay Azap

∗∗∗

ÖZEL HASTANE REKORU

• AKP döneminde sağlıkta kamunun payı giderek azaldı. Yurttaş özele mahkûm edildi. Cepten harcamalar arttı.

• Ülke genelindeki bin 555 hastanenin 572’si özel, 915’i bakanlığa ait, 68’i de üniversite hastanesi.

• Özel hastanelerin yalnızca 164’ü İstanbul’da bulunuyor.

• Türkiye nüfusunun yüzde 18’i İstanbul’dayken, kamu hastanelerinin yalnızca yüzde 6’sının İstanbul’da olması dikkat çekti.

• Türkiye geneli hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı hastaneleriyken, özel sektörün payı yüzde 37.

BirGün

BirGün

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow