Akışı değiştiremiyorsan, bakışını değiştir! ‘Stressiz yaşam sağlıklı ve mümkün değil’

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, günümüzde stresin, popüler yaşamın bir parçası haline geldiğini, çocukların bile “stres atmak” gibi ifadeler kullandığını kaydederek, “Stres kelimesinin kökeni, ilk olarak Endüstri Devrimi sırasında madenlerde oluşan basınç noktalarını tanımlamak için kullanılmıştır. Zamanla bu kavram, insan hayatına da girmiştir. 1960’lardan sonra Kanadalı fizyolog Hans Selye, stres üzerine bilimsel çalışmalar yaparak bu kavramı tanımlamıştır. İnsan vücudunun strese karşı verdiği tepkiyi açıklamış ve bunun fizyolojik ölçütlerini belirlemiştir. Stres karşısında vücudun verdiği tepkileri ‘savaş ya da kaç’ olarak tanımlamıştır. Daha sonra bu tepkilere ‘donakalım’ da eklenmiştir. Vücut stres altında ciddi bir kimyasal deşarj yaşar. Sempatik sinir sistemi devreye girerek vücudu alarma geçirir. Omuz, boyun, sırt kaslarımız kasılıyor. Damar direnci artıyor, tansiyon yükseliyor. Mide bağırsak spazmı oluyor. Diğer taraftan bütün enerji depoları vücuttaki şeker, kan, yağlar falan hepsi kana pompalanıyor. Akut stres durumunda beyin savaş durumu veriyor. Bütün enerji kaynakları, dikkat artıyor, göz bebekleri büyüyor. Kişide müthiş bir canlılık oluyor ve savaşıyor. Kaçarsa tansiyon düşüyor. Başı düşüyor, bayılıyor” diye anlattı.
milliyet