Harvard'lı bir bilim insanı gerçek mutluluğu bulmanın anahtarını açıkladı

Mutluluk hepimizin aradığı bir hedeftir, her zaman doğru şekilde olmasa da. Artık sosyal medya mutlu görünen insanlarla dolu. Ve bu fiil her şeyi anlatıyor, öyleymiş gibi yapıyorlar. Yapay hayatlar, filtreler ve aldatmacalar.

Bu olgu, ağlarda, internette ve inandığımız, saatlerimizi harcadığımız o sanal dünyada sürekli tekrarlanıyor. Bunun kaçınılmaz sonucu, giderek artan bir tatminsizlik duygusu oluyor ve bu da bizi gerçek mutluluğun nerede yattığını daha yoğun bir şekilde sorgulamaya yöneltiyor.

Ancak şimdi, Harvard profesörü ve popülerleştiricisi olan ve aynı zamanda mutluluğu geliştirme konusunda dokuz kitabın yazarı olan Arthur Brooks'un öncülüğünde, bu refaha ulaşmak için farklı bir yaklaşım öneren yeni bir akım ortaya çıkıyor.

3cat kanalında yayınlanan Col.Lapse programına konuk olan Brooks, mutluluğun anahtarlarını ele aldı ve uzman, bunun birçok kişinin düşündüğü gibi bir his olmadığını savunuyor .

Peki, bu bir duygu değilse, mutlu olmak ne anlama geliyor? "Mutluluk, biz insanların anladığı şekliyle bir bilim, bir sinirbilim ve bir sosyal bilimdir, bir duygu değil. Bu, nüfus arasında en yaygın hatadır," diyor bilim insanı.

Ve ekliyor: "Mutluluk, haz, tatmin ve hayatın anlamının bir karışımıdır; burada ve şimdiki zamana ait anlık bir duygudan başka bir şey olmayan bir hissin çok daha somut bir halidir."

Harvard Üniversitesi profesörü söz konusu programda, mutluluğu oluşturan ve mutlu insanları mutlu olmayanlardan ayıran dört temel unsur olduğunu belirtiyor. Bilim insanı aile, inanç, iş ve dostluklardan bahsediyor.

Öncelikle, aile "temel bir sütundur, kozmik bir şeydir, bizi bizimle bir ilgisi olan insanlarla birleştirir. Genellikle insanlarımıza böyle sesleniriz."

Sonra inançlar var, gerçek anlamda aşkın bir yön, bize "kendimizde daha büyük bir yaşam felsefesine sahip olmamızı, böylece sürekli kendimize bakmak zorunda kalmamamızı" sağlıyor. Bunlara doğanın tadını çıkarmak, meditasyon yapmak veya müzikle heyecanlanmak gibi aktiviteler de dahildir.

Mutlu bir yaşamın üçüncü anahtarı dostluklardır. Bunlar, "hayatımızdaki en samimi ilişkiler" oldukları için, özen göstermemiz ve beslememiz gereken ilişkilerdir. Bizler ağaçlarız ve başarılı insanlar, en gerekli olan şey köklere bakmak olduğunda, kendilerini çok sayıda yaprağına dikkat çekerek sunma eğilimindedirler.

Mutluluk

"İlişkileri geliştirmek şart." Son olarak, başkalarına hizmet sunmayı ve dünyaya günlük olarak katkıda bulunmayı içeren çalışma ortamını göz ardı edemeyiz.

Uzmanlara göre mutluluk herkesin ulaşabileceği bir şey, sadece bakış açımızı değiştirmemiz ve geçmişe takılıp kalmak yerine geleceğe odaklanmamız gerekiyor. "İnsanlar 20 yıl önceki gibi olamaz" diye açıklıyor. Ve ekliyor: "Asıl sır, varlığımızdaki şeyleri biriktirmekte ısrar etmek değil, giderek daha azını istemek, giderek daha azına ihtiyaç duymaktır."

Brooks'un teorisinin temel direklerinden biri de sevgidir; çünkü ona göre, verdiğiniz ve aldığınız sevgi, bu dünyadan ayrıldığınızda geriye kalan tek şeydir ve mutluluğu besleyen şeydir. "Sevginiz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur" diye sonuca varıyor.