"Chloe Ayling'in Hikayesi" | "Kaçırılanlar" Dizisi: Kadın düşmanı medya abartısı

2017 yazında, 20 yaşındaki İngiliz model Chloe Ayling (Nadia Parkes) Milano'da kaçırıldı. Bir hafta sonra serbest bırakıldı ve kaçırılmasının ardından büyük bir medya çılgınlığına maruz kaldı. Chloe Ayling'in güvenilirliği hızla sorgulanmaya başlandı. Kariyerini ilerletmek için kaçırma olayını sahtekarlıkla düzenlediği iddiaları ortaya atıldı. Bunun nedenleri arasında, bir yandan soruşturma makamlarına verdiği çelişkili ifadeler, diğer yandan da magazin basınının Chloe Ayling'in Londra'ya döndüğünde medyaya fazla neşeli göründüğü iddiaları yer alıyordu.

Magazin basını tam anlamıyla çelişkiler ve olası bir skandal arıyordu. Altı bölümlük BBC dizisi "Kaçırılan: Chloe Ayling'in Hikayesi", bir hafta süren kaçırılma sırasında gerçekte neler yaşandığını ve Chloe Ayling'in medyanın yoğun eleştirilerine nasıl maruz kaldığını anlatmaya çalışıyor. Dizi, mahkeme tutanaklarına, röportajlara ve Chloe Ayling tarafından yayınlanan bir kitaba dayanıyor. Hikayesi, özellikle çevrimiçi paylaşımlarda bugüne kadar defalarca sorgulanıyor. İki fail, İtalya'da sansasyonel bir davanın ardından uzun hapis cezalarına çarptırıldı.

Chloe Ayling, Temmuz 2017'de Milano'da sahte bir fotoğraf çekimine davet edildi. Sözde ajansa girer girmez, iki maskeli adam tarafından etkisiz hale getirildi, ketamin enjekte edildi ve yarı anestezi altında Piedmont'ta ücra bir eve götürüldü. Orada, onu birkaç ay önce Paris'te bir çekim için ayarlayan kaçırıcılardan biri olan Andi (Julian Świeżewski), ona "Kara Ölüm" adlı bir mafya örgütü tarafından kaçırıldığını ve internette açık artırmaya çıkarılacağını söyledi. Ancak 300.000 avroluk bir fidye karşılığında kendi özgürlüğünü satın alabilirdi.

Zamanla, gerçek adı Lukasz Herba olan Andi, Chloe ile bir güven ilişkisi kurmaya çalışır. Onu kurtarmak istediğini iddia eder. Ancak tüm bunlar, Chloe'yi kardeşiyle birlikte kaçıran ve Chloe Ayling ile bir ilişki kurma umuduyla mafyavari bir hikâye uyduran bir sapık tarafından yönlendirilir. 20 yaşındaki, dehşete kapılmış kaçırılma kurbanı, kaçıranla empati kuruyormuş gibi davranır. Bir hafta sonra Milano'daki İngiliz Büyükelçiliği'nden serbest bırakılmadan önce, polisle iş birliği yaparsa örgütün Chloe'nin ailesini bile öldürebileceği söylenir.

Devam eden soruşturma nedeniyle Chloe Ayling'in İtalya'dan ayrılmasına haftalarca izin verilmez. Polis tarafından defalarca sorguya çekilirken, kaygı ve panik atak nöbetleri arasında yaşadıklarını sindirmeye çalışır. Korkusunu yenmesi ve yetkililerle iş birliği yapması zaman alır. Bu ilk tereddüt, daha sonra skandal bir hikaye peşindeki İngiliz medyasıyla uğraşırken onun çöküşüne neden olur.

Dizi, yaşadığı travmanın derin etkisi altında kalan Chloe Ayling'in giderek artan baskıya maruz kalmasını ve failin mahkeme süreci boyunca medyanın kaçırılma olayının hiç yaşanmadığı iddiasını benimsemesini canlı bir şekilde anlatıyor. Aynı zamanda, Güney Londra'da mütevazı ve orta sınıf bir aileden gelen genç model için medyanın ilgisi, sömürmek istediği bir sermaye.

Dahası, menajeri onu basınla konuşmaya zorluyor. Magazin medyası onu hem kandırıyor hem de sonrasında bunu yaptığı için suçluyor. Bu durum, fail ve mağdur arasında absürt bir zıtlaşmaya yol açıyor. Genç kadın, internette hayal kırıklığına uğramış erkekler için bir projeksiyon perdesi ve bastırılmış nefretin hedefi haline geliyor.

Dizi bu bağlamda, kadınlara yönelik yapısal şiddeti, buna karşı kendini savunmanın ne kadar zor olduğunu ve magazin medyasının reyting peşinde koşarken bu anlatıları nasıl acımasızca şekillendirdiğini ve bunu yaparken de nasıl şiddet uyguladığını etkileyici bir biçimde anlatıyor.